25 Kasım 2012 Pazar

Şeker Hamuruyla Tanışma

Merhaba dostlar,

Bir haftanın içine 5 yoğun iş günü, 3 akşam kpss kursu, öğretmenler günü yemeği, Tüyap kitap fuarına gezi, bir sinema filmi, bir arkadaş buluşması veeee kurabiye kursu sığdırmanın yorgunluğuyla nihayet blogumun başına oturabildim. Korkmayın, iş günlerim ve kpss kursu gibi sıkıcı şeyler anlatmaya niyetim yok bu postta, Tüyapla ilgili ise yarın tekrar gittikten sonra bir kitap postu gelecek gibi gözüküyor. İzlediğim sinema filmi ise alacakaranlık serisinin son filmiydi, bittiği için çok rahatladım. aksiyon ve fantastik kurgu tarzıyla hiç alakası yok, bildiğiniz aşk filmine dönmüş. Eğer gençlik ve aşk filmlerinden hoşlanmıyorsanız gitmenizi hiç tavsiye etmem.

Film faslı da bittikten sonra sıra geldi kurabiye kursuna.Öncelikle okuldan bir öğretmen arkadaşla yaklaşık 1 ay önceden randevu aldığımız Mecidiyeköy'deki Atolye Ful'e gittik. tam E-5 in dibinde ulaşımı çok rahat bir bina. Ellerimizi yıkayıp, önlüklerimizi giydikten sonra kursa gelen diğer 10 kişiyle birlikte bir masanın etrafında yerimizi aldık. Atolyenin sahibi Ful Hanım öncelikle kurabiye yapmanın püf noktalarını paylaşarak, tarifine uygun bir kurabiye hamuru hazırladı. Hazırladığımız kurabiye hamurunu kalıpla kestikten sonra pişmeleri için fırına koyduk. Kurabiyeler pişerken Ful hanımın önceden hazırladığı kurabiyeleri şeker hamuruyla süslemeye başladık. 

Allahım çok zevkli ve eğlenceli bir iş. Sanki oyun hamuruyla oynar gibiydim. Kursa katılan ekipteki bir çok kişi bu işi ticarete dökme amacıyla yapmayı düşünüyordu ve bu yüzden anlatılanlar onları pek tatmin etmedi. Oysa biz eğlence ve hoşça vakit geçirmek için oradaydık ve benim gibi sıfırdan başlayanlar için gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir etkinlik oldu. Yalnız hiç te göründüğü kadar kolay değilmiş bu kurabiye işi, tam 3 saatte ancak 7 kurabiye süsleyebildim :)) malzemeleri tanımadığım için her şekli tek tek denemeye kalkınca olacağı buydu tabi. şimdi ilk bulduğum fırsatta ver elini Eminönü ve "hoşgeldin yeni kurabiye kalıp ve malzemeleri" yapıcam. Ardından bu blogta çeşitli modellerimi görebilirsiniz.

Tabi tüm bunları yapabilmem için galiba bir pelerine ihtiyacım olacak, aranızda süpermenin telefon numarasını bilen varsa bir haber versin lütfen :) 

Kalpli kurabiyemde son rötuşları yaparken..


Kutuda bit gibi duran çıraklık eserlerim:)


Kurabiyelerimi evde yakın çekim hallerİ, 2 tanesini çoktan hediye etmiştim bile..


Bu yorgunluğun üzerine bir mocha içilirdi tabi..


Vee göz kapakları uyku ile yer çekiminin işbirliğine dayanamayan Seynep kaçar arkadaşlar. Kendinize iyi bakın.

SEYNEP

11 Kasım 2012 Pazar

4 Ayda 17 Kilo Verdim, Darısı Başınıza :)

Bugünlerde girdiğim her ortamda ilgi noktasıyım. Hele beni uzun süredir görmeyenler kısa bir şok yaşıyorlar. Sebebi konu başlığında belirttiğim gibi 4 ayda 17 kilo vererek 42 bedenden 36 bedene incelmem :)) 

Bir çok insanın başına beladır kilolar. ve ben bu belaya ne zaman tutulduğumu bile anlamadan tıpkı dağcıların azimle dağa tırmanması gibi hayatımın son 10 yılını kilo alarak geçirmiş, 1 buçuk metrelik boyuma ve minyon yapıma rağmen tartıda 69 u görmüş kendimden nefret etmiştim. Bu süreç zarfında kendimce diyetler denemiş ama hiç birinde başarılı olmamıştım. psikolojik olarak kendimi iyi hissetmiyordum ve karar verdim, ya diyetisyene gidecektim ya da psikolağa. İkisi de masraflı olacaktı biliyordum ama birincisi daha kalıcı bir çözümdü. 
Uzun bir araştırma yaptıktan sonra Bahçelievler Medical Park Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Emel Unutmaz Duman hanımın alanında çok iyi olduğunu duydum ve hastaneden randevu aldım. ( http://www.doktorcare.com/uzmandevami.asp?id=37 adresine göz atabilirsiniz) Diyet için bir takım tahliller isteyeceğini biliyordum o yüzden randevu gününe aç gittim. (Tartıda bir kaç gram daha eksik çıkmak gibi bir amacım hiç yoktu yani :P ) Emel hanım çok sıcak, samimi, insanı motive eden güleryüzlü birisi. İlk önce beni güzelce tarttı. Kullandığı tartıda tüm vücudumda ne kadar yağ, ne kadar kas var, mineral oranım nedir, vücut yaşım nedir hepsini bir bir ölçüyor. ( Aç gitmemin faydası oldu bu arada, 65 kilo çıktım tartıda :D ) 

Ben tipik bir türk kadını olarak doktora dedim ki "Neden kilo aldığımı bilmiyorum, çok fazla bir şey yediğimi düşünmüyorum, yemeden aldım bu kiloları" Emel hanım da bana bir form vererek bir hafta boyunca yediğim herşeyi yazmamı istedi. Allahım o hafta da aksi gibi davetler, kahvaltılar, organizasyonlar üstüste geldi ve benim liste bir kabardı bir kabardı ki sormayın gitsin. Rezil oldum resmen. 

Kan testi, tiroid testi ve tiroid ultrasonumu yaptırdıktan sonra sonuçlarımı ve bir hafta boyunca yediklerimi içeren utanç listemle birlikte tuttum tekrar hastanenin yolunu. Emel hanım tüm sonuçlarımı ve yeme biçimimi inceledikten sonra benim iş saatlerime uygun bir şekilde bir liste hazırladı. Diyet listemdeki yemek seçimini sadece ana gruplar halinde belirleyerek hangisini tercih edeceğimi bana bıraktı. Örneğin öğlen sebze yemem gerekiyorsa bunu listeye sebze olarak yazdı ve hangi sebzeyi yiyeceğimi ben kendim seçtim. Tabi seçimlerimi onun bana verdiği besin-porsiyon tercih listesini dikkatli okuyarak gerçekleştirdim. Ayrıca günde 15 dk yürüyüşü bana şart koştu. Bu konuda şanslıydım, çünkü evimde koşu bandım vardı. Ayrıca günlük olarak yediklerimi not etmeye devam ettim. İnsan yazınca kendini daha iyi kontrol ediyor.


Verilen diyet programını ve yürüyüşe titizlikte uyduktan tam iki hafta sonra 3 kilo vermiş olmanın sevinciyle kontrole gittim fakat aslında verdiğim kiloların çok azını yağdan verdiğimi, önemli olanın kilo vermek değil vücuttaki yağ fazlasını azaltmak olduğunu, bunun da protein ağırlıklı beslenerek ve spor yaparak gerçekleşeceğini öğrendim. 

Bazen 2 bazen 3 hafta aralıklarla düzenli olarak kontrole gittim ve her gittiğimde Emel hanım diyet listemi değiştirdi. Bu benim için çok iyi oldu çünkü sürekli aynı listeden bir süre sonra sıkılacağımı biliyordum. Ayrıca beslenme listem günde 6 ya da 7 öğün içeriyordu. Tüm bu öğünleri cep telefonuma hatırlatma olarak kaydettim ki öğün atlamayayım. Tabi bir de işe giderken ya da dışarı çıkarken ara öğünlerimi yanımda taşımam gerekiyordu. Genellikle meyve, süt, ayran, ceviz, fındık, badem gibi yiyecekler içerdiği için ne taşımakta ne de programa uymakta zorlandım. Aksine her gittiğim ortamda telefonum durmadan çalarak bana öğün hatırlattığı için sürekli tıkınan biri gibi oldum :) 

Tüm bunlara uyarken sporu ihmal etmedim tabi, diyet yapmaya yaz tatilinde başlamış olmam benim için çok büyük şans oldu. Bol bol yürüdüm, hatta fitness salonuna yazıldım, bir aylık tatilim boyunca düzenli olarak günde 45 dk olmak üzere spora gittim. Doktorun tavsiyesi üzerine her yemekten sonra yeşil çay içtim, günde 2-3 litre su içtim. Su içmekte de yine mevsimin yaz olması ve havanın sıcak olması işime yaradı. 


Peki hepinizin merak ettiği soruya cevap veriyorum şimdi, hiç kaçamak yaptım mı? Sütlü tatlıları, çikolatayı ve dondurmayı çok seven ve babası pastacı olan biri olarak inanması güç ama hiç kaçamak yapmadım. Bunu başarmamın bir kaç sebebi var. Birincisi eğer kaçamak yaparsam beynimde koyduğum bir sınırı aşmış olurum ve sınırlar bir kere aşıldı, kurallar bir kere çiğnendi mi devamı geleceği kesindir. İkincisi diyet programımda zaten günde 2-3 meyve mutlaka vardı, meyveler yapı olarak şeker içerdiği için vücudun tatlı ihtiyacını karşılıyor. Üçüncüsü de diyet yaptığımı, belli bir hekim kontrolünde yaşadığımı ve programa uyduğumu tanıdık tanımadık herkese ilan ettim ve gizlemedim. Böyle olunca insanlara karşı "dirayetsiz" olmamak için insan kendini tutuyor. Yani gizliden koyulan kuralları aşmakla herkesin bildiği bir kuralı çiğnemek aynı cesareti gerektirmediği için ben bu psikolojiden faydalandım. (Allah'tan korkmuyorsan kuldan da mı utanmıyorsun gibi bişey bu :) 

Şimdi 4 ay geçti ve diyet programım yaklaşık 3 hafta önce sona erdi. Fakat hala Emel hanımın önerdiği beslenme biçimine uymaya, ara öğünler yapmaya, karbonhidrat alımını azaltmaya dikkat ediyorum. Zaten diyet sona erse de ayda bir kere filan kontrole gitmeye devam edeceğim. Önümüzdeki hafta diyetten çıktıktan sonraki ilk kontrolüm var, bakalım ne durumdayım.

Mesele kilo olunca biraz fazla uzattım galiba; sözün özü, eğer kendinize bir iyilik yapmak ve kilolarından kurtulmak isteyorsanız Dr.Emel Unutmaz Duman hanımı hepinize tavsiye ederim. ( http://www.medicalpark.com.tr/web/54-3207-1-1/medical_park_-_tr/istanbul_bahcelievler/doktorlar/emel_unutmaz adresinden doktora ulaşabilirsiniz)

Hepinize light günler, az koloriler dileğiyle..

SEYNEP


28.02.2013 tarihli not: Şu an diyetten çıkalı tam 4 ay oldu. Çok şükür kilomu koruyorum hatta bir kaç kilo da diyeti bırakmama rağmen verdim. Kilo vermeye karar verip şu an ki zamana kadar geçen süreçte toplam 21 kilo gitti benden. Kilo problemi olan arkadaşlar; ne yapın ne edin şu işe bir asılın. Zayıfladıktan sonra resmen hayat buldum. Benden söylemesi :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...