5 Nisan 2013 Cuma

Happynomi Dergisinde Yazım Yayınlandı: "Çocuğunuzu Bilim İnsanı Olarak Yetiştirmenin Yolları"


Merhaba blog dünyasının sevgili yazarları ve okuyucuları;

Fen öğretmeni kimliğimle yazarlık yeteneğimi birleştirince yeni açılımlar yapmadan duramıyorum. İki aydır Happy Center mağazalarında ücretsiz dağıtılan Happynomi dergisinde yazarlık yapıyorum. Yazı konusu olarak daha çok akademik kariyerimle ilişkili konular seçiyorum. Dergide yayınlanan ilk yazımı meraklısına burdan paylaşayım istedim. Bundan sonrakileri de burdan paylaşacağım inşallah. Şimdilik ilgili ebeveynlere iyi okumalar :)



ÇOCUĞUNUZU BİLİM İNSANI OLARAK YETİŞTİRMENİN YOLLARI

Son zamanlarda çoğu ebeveynden duyar oldum bu sözü “Bizim çocuk aslında zeki ama çalışmıyor” veya “Çalışsa Einstein olacak ama aklı fikri bilgisayar başında oyun oynamakta” Anne babaların bu şekilde söylene dursun, gelin biz aslında Einstein gibi çocuk nasıl yetiştirilir ona bakalım.

BEYİN HÜCRELERİNİ GELİŞTİRİN

Ortalama zekaya sahip bir çocuk dünyaya geldiğinde beyin hücreleri henüz boş bir tarla gibidir. Bu tarlayı doğru bir şekilde kullanarak kaliteli ve nitelikli ürün elde etmek ebeveynlerin elindedir. Her çocuk doğuştan yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğar. Sinir hücreleri sinaps adı verilen elektriksel bağlarla birbirlerine bağlıdır. Çocuğun hayatında öğrendiği her bilgi beyinde kurulan yeni bir sinaps bağı demektir. Öğrendiği bilgiyi kullanma düzeyi ne kadar sıksa beyindeki bu bağ da o kadar kuvvetli olur. Yaşamın ilk yıllarında bu bağların kurulma hızı çok fazladır. Bu yüzden yaşamın bu evresinde çocuğu olumlu uyarıcılarla karşılaştırmalı, beynin her bölgesini çalıştırmayı hedeflemelidir. Özellikle çok fazla televizyon izlemek gibi hayal dünyasını ve yaratıcılığı kısıtlayıcı davranışlardan kaçınılmalıdır. Bunun yerine beyin geliştirici lego, puzzle, satranç gibi oyuncaklarla oyun oynaması sağlanmalıdır.

SORU SORMASINA FIRSAT VERİN

Bilmin ilk adımı merak ile başlar. Merak duygusu özellikle 2-4 yaş arası çocuklarda her gördüğünü sorması şeklinde kendini gösterir. Bu dönemde ebeveynler sabırla çocuğu dinlemeli, sorularını asla geçiştirmemeli mutlaka ellerinden geldiklerince cevaplamalıdır. Cevapsız bırakılan sorular veya çok soru sorması karşısında çocuğun azarlanması onun soru sorma davranışı engelleyecek ve yeni bir şeyler öğrenme çabasından vazgeçirecektir.

KENDİ PROBLEMLERİNİ KENDİSİ ÇÖZSÜN

Günümüz çocuklarının düşünce tembeli olmasındaki en büyük etken hazırcılığa alışmış olmasıdır. Oyuncak arabası her bozulduğunda ona yeni bir araba alınan çocuk neden oyuncağını tamir etmeye uğraşsın ki? Zaman içinde çocuğun karşılaştığı problemlere kendince çözümler bulmasına fırsat tanınmalıdır. Bu konuda ebeveynlerin sabır göstermesi, çocuğun o problemi çözmesi vakit alsa bile sadece yol gösterici tavırlarını korumalı asla problem çözücü olmamalıdır. 

BASİT DENEYLER YAPMASINA İZİN VERİN

Çocuğun bilime ve öğrenmeye merak duyması için ebeveynler onun basit deneyler yapmasına izin vermeli, keşfederek öğrenmesini sağlamalıdır. Özellikle mutfak, kesici malzemelerden uzak tutmak şartıyla çocuk için tam bir deney laboratuarıdır. Bırakın çocuğunuz birkaç saat mutfaktaki malzemeleri karıştırsın, sirkenin yakıcı olduğunu, karbonatla birleştiğinde köpürdüğünü, zeytinyağı ile suyu karıştırdığında zeytinyağının üste çıktığını, buzun üzerine tuz döküldüğünde erimenin hızlandığını gözleriyle görsün. En fazla birkaç malzeme kırılır, mutfağınız kirlenir, başka ne olur ki? Hem deney yapmanın tadını alan çocuk, sizin bir daha bu fırsatı ona vermeniz için mutfağınızı toplarken size yardım edecektir, emin olun.

GÖZLEM DEFTERİ İŞE YARAYABİLİR

Bilimsel düşüncenin geliştirilmesinde yardımcı olacak bir diğer etken de gözlem defteridir. Çocuğunuza gözlemlerini kaydedip üzerlerinde yorumlar yapabileceği bir defter hediye edin. Defterinin ilk sayfasına adını, neleri gözlemlemek istediğini yazabileceği, fotoğrafını yapıştırabileceği şekilde dizayn edin. Diğer sayfalara da mutlaka tarih ve gözlem adı oluşturarak gözlemlerini yazmasını, deneylerini paylaşmasını sağlayın. Bu gözlemlerini yapması için ara sıra hayvanat bahçesi gezileri, doğa yürüyüşleri, ilgisini çektiği bir sanayi fabrikasına ziyaret düzenleyebilirsiniz.

OKUL BAŞARISI HER ŞEY DEMEK DEĞİLDİR

Fen ve matematik ders başarısı çocuğun bilim insanı olup olmayacağının kriteri değildir. Bir çok bilim adamının hayat hikayelerine baktığımızda okul yaşamındaki notları pek de içi açıcı değildir. Fakat bu o insanların bilimsel yolda yürümelerine veya adlarını tarihe geçirmelerine engel olmamıştır. Burada tabi ki de ders notları önemsizdir demiyorum fakat çocuğu sadece ders başarısına göre değerlendirmek onun diğer tüm özelliklerini görmezden gelmek özgüvenini ve araştırma isteğini kıracak, teselliyi bilgisayar oyunlarının sanal başarılarında arayacaktır. 

ÇALIŞMALARINI SERGİLEYİN

Yaptığımız çalışmaların başkaları tarafından görülmesi, beğenilmesi, takdir edilmesi, bırakın çocukları biz yetişkinlerin bile hoşuna gider. Bu yüzden çocuğunuz yaptığı tüm araştırmaları, deneyleri, gözlemleri çeşitli yollarla aile büyüklerine veya arkadaşlarına sergilemesini sağlayabilirsiniz. Bu sergileme işi hem onun özgüvenini arttıracak hem de kendini bilime verip toplumdan uzaklaşmasına engel olacak, topluluk önünde konuşma yeteneğini geliştirecektir.


Zeynep A.


2013 İstanbul


2 yorum:

  1. her zaman uzman önerileri uygulanamıyo maalesef :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçekten öyle, uzmanı değilim ama malesef çocuklarımızı çok körelttiğimizi düşünüyorum :(

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...